Dünya Emekçi Kadınlar Günü
Güncelleme tarihi: 8 Mar 2021
8 Mart Dünya Kadınlar Günü veya ilk kabul edilen ismi ile Dünya Emekçi Kadınlar Günü, tüm Dünya’da çalışan ve üreten kadınların haklarının kazanmasını ve kadın mücadelesini kutlamak amacıyla anılmaktadır. Senelerdir bu şekilde kutlanılan 8 Mart günümüzde ülkemizde biraz daha farklı şekilde kutlanıyor. Öncelikle 8 Mart’ın nasıl ve nerede ortaya çıktığını anlatmakla başlayalım.
8 Mart 1957 tarihinde New York’ta tekstil sektöründe insanlık dışı çalışma koşulları ve düşük ücretleri protesto etmek için yapılan grev sırasında çoğu kadın 129 işçi çıkan yangında hayatını kaybetti. Bu olaydan tam 52 yıl sonra 26 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka Kopenhag’da Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zektin, 1957 tarihinde yaşanan ölümlerin anısına ve sonrasında kadınların kazandığı hakların ve kadınların birlikteliğinin kutlanmasını teklif etmiş ve bu tekliften sonra 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasına oybirliğiyle karar verildi.
İki dünya savaşı arasında sosyalist ülkelerin kutladığı bu tarih, o yıllarda bazı ülkelerde sosyalizmin yayılmasından çekindikleri için anılması yasaklandı. Çünkü ilk yıllarında belirli bir tarih saptanmayan, baharda anılan Kadınlar Günü’nün 8 Mart olarak belirlenmesi Bolşevik Devrimi’nin önderi Lenin’in önerisiyle gerçekleşmişti. Ancak 1960’lı yılların sonunda Amerika’da da anılmaya başlayan 8 Mart, diğer ülkelerde de kutlanmaya başladı. 1975 yılı, Uluslararası Kadınlar Yılı olarak kutlandıktan sonra Birleşmiş Milletler 16 Aralık 1977 yılında nihayet 8 Mart’ı ‘’kadın hakları, uluslararası barış günü’’ olarak kabul etti. Ancak Birleşmiş Milletler tarafından 8 Mart’ın tarihçesinde 1957 grevinde ölen işçiler anılmadı.
Kadınlar Günü, Türkiye’de ilk kez 1921’de iki komünist kız kardeş Rahime Selimova ve Cemile Nuşirvanova tarafından kutlandı. Bu tarihten sonra 1975 yılına kadar kutlamalar yasaklandı. 1975 Yılında Birleşmiş Milletler Kadın On Yılı ilan edilince Türkiye de bu kapsamda yer aldığı için ‘’Kadın Yılı Kongresi’’ düzenlendi. 12 Eylül Darbesi’nden sonra tekrar yasaklanan Kadınlar Günü, 4 yıl boyunca hiçbir şekilde anılmadı. 1984’ten itibaren ülkemizde kutlamalar çeşitli kadın örgütleri tarafından devam etmektedir.
Günümüzde Kadınlar Günü; cinayetlere, tecavüzlere, işkencelere kurban giden kadınları anmak için kutlanıyor ülkemizde. Minibüse binip evine gitmek isterken minibüs şoförü tarafından cinsel saldırıya uğrayan ve öldürülen psikoloji ikinci sınıf öğrencisi Özgecan Aslan’ı, sevgilisi Cem Garipoğlu tarafından başı kesilerek vahşice katledilen Münevver Karabulut’u, küçük kızı önünde eşi tarafından boğazı kesilerek öldürülen Emine Bulut’u, bale kursundan çıkıp evine gittiği sırada tanımadığı biri tarafından bıçaklanarak öldürülen Ceren Özdemir’i, kopya çekerken yakaladığı öğrenci tarafından tabancayla vurulduktan sonra 17 yerinden bıçaklanan hukukçu Ceren Damar’ı, eğitim masraflarını karşılamak için yarı zamanlı çalıştığı holdingte tecavüze uğrayıp kanıtları yok etmek için 20. kattan itilerek intihar süsü verilen Şule Çet’i ve nicelerini anmak için…
Her gün ülkemizin dört bir yanında onlarca kadın öldürülüyor, tecavüze uğruyor, taciz ediliyor ve hatta işkenceye maruz bırakılıyor. 7 Mart 2021 tarihi itibariyle 2021 yılında şiddetten ölen kadınların sayısı 67.
Türkiye’de de artık kadın cinayetlerinin bittiği, huzurla yaşadıkları ve eskisi gibi üreten, çalışan emekçi kadınları anacağımız, onlarla gurur duyacağımız bir 8 Mart umuduyla Dünya Kadınlar Günümüz kutlu olsun.
Başka Özgecanlar ölmesin.